25 Temmuz 2016 Pazartesi

Darbe ve Taban

Darbe haberlerinin, daha doğrusu askerlerin köprüyü tuttuğuna dair haberler Whatsapp'tan arkadaşım tarafından haber edilmiş "N'oluyor la? Darbe mi oluyor?" gibisinden bir şeyler yazmıştı. O sırada bende arkadaşlarla çay içiyorduk. Önceki yazılarımda bahsettim mi bilmiyorum ama (açıkcası bakmaya üşendim) çok yakın bir aile ferdimin yaşadığı ağır bir hastalık, devamında gelen ameliyat ve tedavi süreci psikolojik olarak beni hayli yıpratmıştı. Son 3-4 aydır o psikolojik travmanın etkisiyle savaş halindeyim. Hoş aslında sokakta denk gelseniz herkeste olan bir rahatsızlık; "panik atak". (Doktor onaylı teşhis bu arada :) ) O gün ne oldu bilmiyorum ama ilk defa o gün çok ağır bir atak geçirdim. Eve arkadaşlar zor taşıdı beni. Evde de 2-3 saat öldüm ölüyorum hallerinden sonra zar zor kendime gelebilmiştim. Ben evde kriz halindeyken tabii ki kafamızda sonik patlama sesleri, Saraçhane'deki silah sesleri vs. her şey evin içinde duyuluyor. Babam ve kardeşim o gün çıktılar sokağa. O gün çıkamamış olmam içime oturmuştur. İşin özü Allah'a şükürler olsun ki büyük bir belayı başımızdan savmış olduk. He ileride gene bir hamle olur mu olmaz mı konusunu tartışma niyetinde değilim. Benim niyetim aslında başka bir konu üzerinden içimi dökmek.

2002 yılından bu yana Ak Parti hükümeti iktidarda. Kimisine göre yanlışı göğü aştı, kimine göre ülkenin kurtarıcısı. Ben burada şahsi düşüncemi söylemeyeceğim ama çevremde bu partinin kadrolarından ve teşkilatlarından çok adam var yani çok adam tanıyorum. Bu adamlar darbe gününden bu yana her gün sokaklarda, bağırmaktan sesleri kısılmış vaziyette. Teşkilat başkanları, bilmem ne başkanları, o-bu-şu başkanları vatan-millet aşkıyla sokaklarda boy gösteriyor, kim geldi kim gelmedi bunların çetelesini tutuyorlar. Yahu arkadaş! Kimse kusura bakmasın ama bu kadrolar senelerdir yerleştikleri devlet kurumlarını, aldıkları ihalelerle belediyeleri, halletikleri işlerle vs. halkın vergileriyle hizmet olarak dönecek şeylerin 1 liralık masrafını 3-4 lira gösterip senelerdir zenginliklerinize zenginlik katıyorsunuz, makamını hak etmeyen adamları sırf ağzı iyi laf yapıyor diye, sırf sizlerin lafından çıkmayacağından eminsiniz diye üst makamlara getiriyorsunuz, milletin emeklerini sömürerek sırtından geçiniyor ve sus payıyla adamları sindiriyorsunuz. Daha aklıma gelmeyen tonla şekil ve şemalle hak etmediğiniz paraları kazanıyor, hak etmediğiniz makamlara yerleşiyor, hak etmediğiniz işleri alıyorsunuz. Bre gafiller! Şimdi çıkıp darbe karşıtlığı yaparken, vatan aşkıyla yanıp tutuşurken bu yediğiniz haltlar hiç mi aklınıza gelmiyor? Sen benim vergimi kendi çıkarın için kullanırken "VATAN SEVGİSİ" neredeydi? Sen 1'i 3 gösterirken bu sevgi neredeydi? Kırk yılda bir yazı yazdığım şu blog sayfam ne ara üst sayfalara çıkacakta başkaları tarafından okunacak bilmiyorum ama buradan içinde azıcık vicdan sahibi olan Ak Partili yöneticilere iki çift laf etmek istiyorum; Bu darbeyi bir şekilde atlattık. Ben inançlı bir insanım; Allah'ın bize bir şefkat tokadı attığını, silkelenmemiz için bir uyarı verdiğini düşünüyorum. Güç sarhoşluğu içindeydiniz, 17-25 Aralık darbesi yediniz, bu askeri darbe meselesi gerçekleşemedi Allah'a şükür. Ama nereye kadar? Sizin kadrolarınızdan yetişen, belediyeleri, devlet kurumlarını sömüren ve kendi çıkarları uğruna kullanan bu insanları daha ne kadar içinizde barındıracaksınız? Şov amaçlı kongreler, şov maksatlı yürüyüşler; maksat sosyal medyada paylaşıp kim beğendi kim beğenmedi analizleri yapan ve bunlara göre protokol ayarlamalarını yaparak, bu hareketlere göre kime ne kadar koklatacaklarını değerlendiren sülüklerinizi ne zaman temizleyeceksiniz? Buradan bir müslüman olarak uyarıyorum! Allah bu millete yardım ediyor, bu kesin ama bu güç sarhoşluğu devam ettiği müddetçe Allah bu desteğini ne kadar daha sürdürür?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder