Facebook'ta arkadaş için yazdığım yazıları buradan yayınlama isteği geldi içimden.Nedendir anlamadım
Bir varmış bir yokmuş.Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer kurban iken pireler isyanda iken biz reisin beşiğini tıngır mıngır sallar iken Kırcaali'nin köylerinden birinde Murat isminde yiğit bir delikanlı yaşarmış.Bu delikanlı birgün ormana meyve toplamaya giderken ayağı yerdeki dal parçasına takılmış ve yuvarlana yuvarlana komşu köye kadar gitmiş.Murat gözünü açtığında komşu köye geldiğini anlamış lakin köyünden oldukça uzaklaşmıştı.O sırada Murat'ın yanına ak sakallı Gandalf gelmiş.Bismillah diyerek Murat'ı yattığı yerden kaldırmış.''Hayırdır evladım başına kötü birşey gelmiş gibi gel ben seni evimde konuk edeyim '' demiş.Murat ''Teşekkür ederim ak sakallı amca köyümden çok uzaklaştım havada karardı beni nasıl mesud ettiniz bilemezsiniz'' diyerek Gandalf'ın nazik teklifini kabul etmiş.O sıralarda ise bulundukları köyü uruk-hai'ler basmış.
Gandalf Murat'a yerinden kıpırdamamasını söylemiş ve dışarı çıkmıştı.Saatler geçmesine rağmen Gandalf'ın gelmeyişi Murat'ı endişelendirmişti.Derin bir nefes alarak ak sakallı amcasını aramaya koyulmuştu fakat köyde kimse yoktu.İyice korkmaya başlayan Murat kendini güvende hissedebileceği bir yer aramaya koyulmuştu.Saatler geçmesine rağmen kimseyi görmemişti.En iyisi köyüne geri dönmekti Murat için.Yola koyuldu.3 saatlik yürüyüşün ardından Murat köyüne varmıştı lakin köyünde de kimse yoktu.Artık korkunun yerini hırs ve öfke almıştı.Yerler ceset kaynıyor, kanlar toprağın üstünü kaplamıştı.Bu vahşeti yapanlardan hesap sormalıydı.Evinde bulunan okunmuş demir levhaları döküp kendisine kılıç ve kalkan yaptıktan sonra koyulmuş düşmanları aramaya ve halkını geri kalanını kurtarmaya.
Bu kötülüğe bir son verilmeliydi.Yolda yürürken aklında hep ak sakallı amcasının lafları tekrar ediyordu.Şöyle demişti ''Eğer korkuyu sadece bir kelime olarak görmeyip onu ruhuna işlettirirsen işte o zaman kaybedersin''.Murat düşman köyüne varmış ve kendi insanlarının demir kafeslerde tutulduğunu görmüştü.Murat şiddet yanlısı bir insan değildi.Sevgiyle ikna edebileceğini düşünüyordu lakin Uruk'ların umrunda değildi.Sanki sevginin ne olduğunu bilmeyen hayvanlardı.O an bütün korkusunu kenara atıp Allah Allah diye bağırdıktan sonra atlamıştı düşmanların ortasına.Gökyüzünde aniden bir ışık belirdi.Murat'ın üstünde parlayan gözleri yakan bir ışıktı lakin bu ışık sadece içini kötülük kaplayanların gözlerini yakıyordu.Gözleri yanan düşmanlar oracıkta eriyip toprağa karıştılar.Kötülük yok olmuştu ve artık hep iyilerin olduğu yepyeni bir dünyanın kapıları açılmıştı.
7 Eylül 2010 Salı
MRM Hikayelerimden Derlemeler -1-
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder