6 Eylül 2010 Pazartesi

Seni sevmek günahsa...

Seni sevmek günahsa ben anadan doğma bir günahkarım...  dın dıdı dın dıdı dın dıdı dın dıdı (k.v cendere)(bayağıdır yazı yazmamanın getirdiği bir gaz mevcut şu anda)

Orta veya düşük gelir düzeyli semtlerin özellikle tenha sokaklarındaki apartman girişlerinde merdivenlerin etrafında bazen insanı güldüren, bazen düşündüren, bazen hem güldürüp hem de düşündüren yazılar karşıma çıkıyor.Yok lan salladım ne güldürüyor ne düşündürüyor.Bariz salak birileri tarafından yazılmış.

İstanbul un orta halli bir semtinin orta halli mahallesinde ikamet eden bir T.C. vatandaşıyım.Evden dışarı çıktığım zamanların çoğunda demin bahsetmiş olduğum sokaklardan geçmek zorunda kalıyorum.Mahallemi seviyorum be.Çok renkli lan.Özellikle sokakların köşe başlarını mesken tutmuş kar,kış, fırtına,yağmur vb. doğa zorluklarında bile şapkasını çıkarmayan insanlar beni çok güldürüyor.Onlar ki sadece Allah tan korkan, en büyük aşkları yaşayan vs.vs...... yani anlayacağınız mahallenin bir nevi bekçisi konumundadırlar.Mesela aşağı mahalle onlardan sorulur veyahut sokaktan geçen yabancı biri varsa onun kim olduğunu öğrenmek isterler.Şapka onların üniformasıdır.Zaten önce ki yazılarımdan birinde bunlara giriş yapmıştım.Bu mevzuyu tekrardan niye açtım bilmiyorum açıkcası.Belki bir arkadaşımın başına gelmiş ve bana anlatmış olduğu bir olay bu yazıyı yazmama sebep olmuş olabilir.Ben olayı aktarayım direk:
Arkadaş kendi evlerinin ordaki çay ocağında oturmuş çayını yudumlarken bir yandanda arkadaşlarıyla iki lafın belini kırmaktadır.O sırada bir sokak üstte oturan şapkalı genç yanaşır ve benim arkadaşa selam verir.Arkadaşta tabi refleks olarak ''N'apıyorsun?Nasıl gidiyor hayat?'' diye bir soru yöneltir.Cevap aynen şu ''serserilik yapıyooozzz takılıyoozzz'' hay ben senin ... neyse.
Bu yazıyı böle ulu orta bırakıyorum.Bir sonuca bağlamaya niyetim yok pek.Canım sıkıldı nedense.Sonucu da siz bağlayın.Hade eyvallah

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder